Tükürük Deyip Geçmeyelim

Türkiye, ikinci Dünya Harbi’ne girmemekle birlikte yıllarca ekonomik yansımalarını yaşamıştır.

Bir taraftan tasarruf tedbirleri yapılırken diğer taraftan pek çok Gıda ve ürünler karneye bağlanmıştı. Aldığımız şeker, kaputbezi …gibi ürünler karnelerin sayfalarına işleniyordu.

Çoraplar pantolonlar yamalı, ceketlerin dirsekleri takviyeliydi. Bayramda alınan ayakkabılar eskidiği zaman tamir ettirilerek giyilirdi. İlkokul yıllarında bir gün annem benim eski ayakkabımı tamir ettirmek için Remziye Teyzenin oğlu Hasan Hüseyin Ağabey’i bize çağırdı. Hüseyin Ağabey örsünü çekicini alarak bize geldi.

Sol kolu olmadığı için Çolak Hüseyin olarak anılıyordu. Çok güçlüydü 30-40 kiloluk çuvalları tek başına kaldırabiliyordu.

Bu bir Allah vergisiydi.

Gelir gelmez bahçeye tezgahını kurdu ve tamire başladı. Ben de onu izlemek için karşısına oturdum. Bir ara burun demiri çakarken örse doğru kafamı uzattım.

Hasan Hüseyin Ağabey çekici sallarken kafama vurdu. Kafamdan   kanlar akmaya başladı. Hasan Hüseyin Ağabey’in eli ayağı tutuştu heyecanla annemi çağırdı. Annem kocaman bir pamukla koşarak geldi kanı durdurdu. Sonra çiğnediği şekerli ekmeği  bir bezle kafama bağladı ve birkaç gün sonra yara kapandı.

Şimdi şöyle bir bakalım; şekerle ekmeğin çiğnenmesinde başrolü oynayan tükürük nedir?

• Tükürük, dil altındaki bezler aracılığıyla üretilir. Bu bezler günde yaklaşık 2 ile 4 litre tükürük salgılar! İçtiğimiz sular tükürük bezlerinin çalışmasını destekler.
• Tükürük, sindirimin başlamasını ve kolaylaşmasını sağlar ve sindirimi kolaylaştırır.
• Eski Türk geleneklerinden olan, yemekten sonra bir süre sakız çiğnemek de sindirime destek vermektedir.
• Tükürük, diş çürümesini önemli ölçüde engeller.
• Tükürük, ağızda olası birçok bakteriyi yok eder. Tükürüğün bir diğer önemli özelliği ise; özgül ağırlıkları farklı olan yağ, su, asit gibi maddelerin faz farkı yaratıp  ayrışmasını önlemek, bunların karışımını sağlayarak hazmı kolaylaştırmaktır.

SİZ  SİZ OLUN LÜTFEN, TÜKÜRÜĞÜNÜZÜN KIYMETİNİ BİLİN, YOLDA YÜRÜRKEN BİLE …!